Beden Algı Bozukluğu Kendi Kendine Geçer mi?
Beden algı bozukluğu, beden dismorfik bozukluk olarak da bilinen ve bireyin herhangi bir fiziksel kusuru olmamasına rağmen bedeniyle ilgili olarak sürekli rahatsızlık duyması, zihinsel anlamda kendisini bu konuda çok meşgul etmesi ve fiziksel özellikleriyle sürekli uğraşması olarak tanımlanmaktadır.
Bireyin dış görünüşü kabul edilebilir değerler arasında olsa da bu probleme sahip olan kişiler kendisini kusurlu, çirkin ya da eksik hissedebilir. Temelde bu hastalığa mensup olan kişilerin obsesif duygulara sahip olduğu bilinmektedir. Toplum düzeyinde beden algı bozukluğunun yaygınlık derece yüz kişide 2-3 kişidir. Özellikle genç erişkinlerde ve öğrencilerde % 12-12 değerlerinde görülebilmektedir.
Dismorfofobi olarak da tanımlanan rahatsızlığın temeli hem psikolojik etkenlere hem de biyolojik kökene dayanabilir. Genetik yatkınlık ve sinir aktarıcılarda dengesizlik biyolojik kökenli nedenler arasında sayılmaktadır. Beden dismorfik bozukluk teşhisinde hastanın tavırlarına bakılır. Genellikle bu probleme sahip olan bireyler kalabalık sosyal etkinliklerden kaçma eylemi gösterir. Vücut imajından sürekli rahatsızlık duyduğu için kendisine zarar vererek ameliyat olmayı haklı çıkarabilir. Ayrıca bu bireyler vücutları için normalden fazla zaman ayırır.
Beden Algı Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir?
Hasta yakınları ya da rahatsızlığa sahip olan bireylerin bazıları “bunlar şımarıklık, bizim zamanımızda yoktu böyle hastalıklar, ilgi çekmek için yapıyor” gibi söylemler nedeniyle durumu önemsemeyebilir. Ancak BDB hastalığı teşhisi koyulan bireyler muhakkak uzman tarafından tedavi edilmelidir. Ayrıca fMRI görüntüleme sonuçlarına bakıldığında bu bireylerin sol hemisfer aktivitelerinin diğer insanlara göre daha fazla olduğu görülmüştür. Tüm bu nedenlerden dolayı BDB hastalığı kendi kendine geçen bir problem değildir.
Beden algı bozukluğu tedavisi bilişsel davranışçı yaklaşımlı terapiler, EMDR yöntemi gibi yöntemlerle tedavi edilebileceği gibi ilaç tedavisi de uygulanabilen bir problemdir. Psikiyatrist ve psikolog eşliğinde uygulanan bu tedaviler birbiriyle entegreli olarak yürütülür ve hastanın tedavi süreci belirlenir.

