Kaçanın Kovalandığı İlişki…
Bir önceki yazımda Kaygılı Bağlanma ve Kaçıngan Bağlanma’dan kısaca bahsetmiştik. Kaygılı bağlanan bireyler en temelde terk edilme korkusu yaşadığı için partnerlerine yakın olmak, onlar tarafından sevildiğini ve değerli olduğunu hissetmek isterler. Öyle olması için de ellerinden geleni yapar, karşı tarafı memnun etme örüntüsünü sıklıkla gösterirler. Ancak terk edilme korkusu onları bu konuda daha duyarlı bir konumda tutar ve en ufak anlaşmazlık, mesafe, farklılık tespit edilir ve tehlike alarmı çalar. Kaygılı bağlanan kişilerin kolaylıkla “değersizlik” olumsuz inancı tetiklenince ve “terk edilebilirim” sinyalleri yanınca yoğun duyguyu yönetmek zorlaşır, kişiler hırçınlaşabilir, trip atabilir.
Kaçıngan bağlanan bireyler ise hayatlarını kendilerini merkez alacak şekilde inşaa ettikleri ve en temelde bastırılmış “sevilmeye layık değilim”, “yalnızım” olumsuz inançlarından dolayı zaten o kadar kendi kendine yeten, başkasına ihtiyaç duymayan, ilgi çekici bireyler olmuşlardır ki kaygılı bağlanan kişiler onları çok çekici bulur. Asıl hikaye burada başlar. Başlangıçta iki taraf da birbirini çekici bulur. Kaygılı bağlanan kişinin duygusal yatırımı kaçıngan bağlanan bireye iyi gelirken, kaçıngan bağlanan bireyin güçlü, bağımsız, yeterli benliğiyle kaygılı bağlanan bireyi seçip onunla olmuş olması kaygılı bağlanan bireye iyi gelir. Tabii bu sırada kaçıngan bağlanan birey partnerini öyle bir aşk sarhoşu eder ki yetersizlik ve değersizlik inançları olan kaygılı bireyin bu inançları telafi olur. Kendini inanılmaz yeterli ve değerli hisseder. Ancak bu iyilik hali pek uzun sürmez. Çünkü kaygılı bağlanan bireyin yakınlığı kaçıngan bağlanan bireyi sıkmaya başlar. Alana duyduğu ihtiyaç artar. Kendi alanında vakit geçirmeye başladığında ise kaygılı bağlanan birey için “eskisi gibi ilgilenilmemek, önemsenmemek” yine o meşhur tehlike alarmını çalar. Bu yüzden trip atmalar, pasif agresyonlar, anlaşılmayı beklemeler başlar. Ancak bunlar kaçıngan bağlanan birey için daha da büyük sıkıntı demektir çünkü onun için en önemli olan birey alanı bile kısıtlanmak üzeredir. Dolayısıyla çatışma artar ve ilişki zedelenmeye başlar. İki taraf da kendi doğasıyla bu ilişkide hem çok tatmin olmuştur hem de çok zorlanmıştır. Kaygılı bağlanan birey için bu kopuş çok zor olur ve ayrılık sürecinde zaman zaman kaçıngan bağlanan partnerinin kapısını çalmaya devam eder. Oysa ki kaçıngan bağlanan birey zaten yalnız yolcudur bu hayatta ve onun için bu ayrılık beraberinde rahatlık bile getirir.
Günün sonunda kaçıngan bağlanan kişi ilişkide ilk başlarda fazla yüksek davranışı, kendine aşık edişi, sonrasında ise ben-biz dengesini koruyamayıp kendi alanına dönerek gerekli özveriyi göstermemiş oluşu ile kendi yalnızlığını devam ettirmiş olur. Öte yandan kaygılı bağlanan birey ise bulutların üstünden yere düştüğü için değersizlik ve yetersizlik olumsuz inançlarıyla kendi terk edilme şemasını tekrar yaşamış olur. İki taraf da ben-biz dengesini kuramamıştır. Biri yalnızca ben, diğeri yalnızca biz’dir. Sağlıklı dengeler kurduğumuz ilişkiler dileğiyle…
