Deprem Psikolojisi
Deprem psikolojisi ve bu süreci doğru ilerletebilmek ile ilgili bazı detayları sizlerle paylaştık…
Deprem her yönüyle çok travmatik ve şok edici bir durumdur. Yaşayan kişi için son derece korku ve stres yaratır. Depremden sonra hala yaşanabilme olasılığı bile kişiye kaygı vermekte, titreşimleri bile depremmiş gibi yorumlayabilmektedir. Depremin bu kadar kaygı verici olmasının nedenleri vardır. Bunlardan ilki ne zaman geleceği bilinemiyor olması, diğeri ise devamında kontrol edilemiyor olmasıdır. İnsanlarda; insanların ve sevdiklerinin birden ölmeyeceği, güvende oldukları inancı, güveni; uzun yıllar boyunca bilinçdışı bir şekilde yavaş yavaş birikerek oluşur ve bunun bir anda yıkılması, değişmesi kişi için bilinçte çelişen duygular yaratır.
Deprem psikolojisi: Depremden sonra kişide 3 aşamalı bir durum gözlenir;
Şok; ilk sarsıntının ve yıkımın yaşanmasıyla fizyolojik olarak tetiklenme ve uyarılmayı da içeren savunma mekanizmamızın devrede olduğu süreçtir.
Pasifleşme; Kişi aşırı korktuğu durumdan sonra duygularını hissetmekte güçlük çeker. Mevcut bulunduğu ortamı ya da durumu algılayamayabilir. Bunun sebebi ölüm korkusu kişiyi çaresiz hissettirir ve kişi kendini güçsüz veya yorgun hisseder. Bu aşamada depremzedenin konuşması, yaşadıklarını ve duygularını bastırmaması son derece önemlidir.
Yüksek derecedeki kaygı; kabus görme, uykusuzluk, sürekli depremi düşünme, yaşananların sürekli zihinde canlanması, gelecek ile ilgili plan yapamama vb gibi semptomlar göstermesi doğaldır.
Toparlanma; 2-6 haftalık bir sürenin ardından iyileşme aşamasına geçilebilinen bu aşamada kişi gelecekle ilgili plan yapabiliyor, sorumluluklarını yerine getirme isteği duyuyor olabilmesi gerekmektedir.
Bu ilk kabulün ardından günlük yaşamın düzene sokulması, plan yapılması; belirsizlik endişesini azaltmaktadır. Küçük olumlulukların farkına vararak, iç dünyanızı güvenilir insanlarla paylaşabilmek deprem psikolojisi ve sağlıklı süreç yönetimi için önemlidir.
Uzm. Klinik Psk. Bahar Demir

