Bilişsel ve Davranışçı Terapilerde Duygular
Duygular
Yaşamımızın her anında; işte, okulda, sosyal ortamlarda, ailede, başkalarıyla olan iletişimimizde, yaptığımız seçimlerde, eylemlerimizde bazen kendimizle baş başa kaldığımızda bile hissettiğimiz pek çok duygu vardır. Evrensel olarak deneyimlenen altı basit temel duygu; korku, mutluluk, tiksinti, üzüntü, öfke ve şaşkınlıktır. Utanç, heyecan, suçluluk, gurur, aşağılanma, yas, kıskançlık gibi hissettiğimiz duygular ise kompleks (karmaşık) duygu olarak adlandırılır. Kompleks (karmaşık) duyguların hissedilen basit temel duygulardan farkı ise bireyin bilinçdışında gerçekleşen sağduyu ve karar verme yetisi gibi süreçlerden etkilenmesidir. Duygular fizyolojik ve bedensel tepkileri de içermektedir.
Bilişsel ve Davranışçı Terapiler (BDT)’ de Duygular
Bireyleri psikoterapiye getiren aslında yaşamında hissettiği rahatsız edici, deneyimlemesi itici gelen duygularıdır. Basit bir örnekle sosyal kaygı yaşayan birey başkalarının kendisini eleştireceğinden ve yargılayacağından dolayı yoğun kaygı ve utanç duygularını hisseder. Artmış duygularına yönelik davranışlar sergiler; utanç hissetmemek için kalabalık ortamlara girmekten kaçınır, kendini ifade edememe kaygısıyla iletişim kurmaz. Aslında birey hissettiği yoğun kaygı ve utanç duygularıyla birlikte kaçma ve kaçınma davranışları sergiler ve yaşamını işlevsiz hale getirir. Bireyin sıkıntılı- itici olarak hissettiği bu tür duyguların aslında hayata uyum sağlamaya yardımcı olan işlevsel yönü de vardır. Kaygı; dikkati odaklamaya yardımcı, gerçekleşebilecek tehditlere karşı bireyin çevresine uyum sağlamasına ve hayatta kalmasına yardımcı olabilen işlevsel de bir duygudur. Utanç duygusu ise bireyin yaşadığı kültüre ve toplum kurallarına uyum sağlamaya yardımcı işlevsel yönlü bir duygudur.
Görüldüğü üzere bireyin hayatında sorun olarak gördüğü ve yaşamak istemediği duyguların aslında bizleri hayatta tutan işlevsel yönleri vardır. Bireyleri psikoterapiye getiren şey hissedilen duyguların yoğunluğu, süresi, şiddeti ve bu duyguları hissetmemeye yönelik geliştirdiği kaçma-kaçınma davranışlarının yol açtığı olumsuz sonuçlarıdır. BDT seanslarında bireyin sorununa yönelik geliştirilen formülasyonda bilişsel ve davranışçı teknikler uygulanır. Bilişsel tekniklerde bireylerin zihinsel süreçleri ele alınır ve gerçekçi düşünme, nesnel bakış açısı kazandırma hedeflenerek istenmeyen yoğun duyguların azalması amaçlanır. Davranışçı yöntemde ise duygular ile ilgili psiko-eğitim verilir; ardından danışan ile yaşamında sorun olarak algıladığı duyguların üstüne gitme egzersizleri planlanır ve bireyin deneyim yoluyla duygusuna tolerans geliştirmesi amaçlanır.
Klinik Psikolog Eda Kalaycıoğlu