İhtiyaçlarımızın ne kadar farkındayız?
Doğduğumuz andan başlayarak hayatımızın sonuna kadar birtakım ihtiyaçlarımız vardır. Abraham Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi piramidini bilmeyen, duymayan yoktur sanırım. Maslow’un modeline göre ilk olarak yemek, uyku, barınma, cinsellik gibi temel ihtiyaçları içeren fizyolojik ihtiyaçlar gelir. İhtiyaçların giderilmesi veya tatmininin düzenli olmasına da ihtiyaç duyarız ki bir sonraki aşamaya geçelim. Daha sonra güvenlik ihtiyacı devreye girer. Bedensel güvenlik, maddi olarak güvende hissetme, aile, sağlık ve mülkiyet güvenliği bu alana dahildir. Güvenlik ihtiyacına kavuştuğumuzda Sevgi ihtiyacımızı başlar. Sevilmeye, sevmeye ve ait olmaya ihtiyaç duyarız. Bu ihtiyacı yeteri kadar tatmin olan kişi zaman içinde saygıya ihtiyaç duymaya başlar. Başkalarıyla beceri alanında yarışabilmek ve yeterli olduğunu bilmek ister, beceriler geliştirir ve artık kendini gerçekleştirme aşamasında hayatı boyunca gelişerek devam eder. Yıllar sonra, Maslow, bu modele üst ihtiyaçlar kategorisi ekleyerek, gerçeklik, estetik, iyilik, dürüstlük, masumiyet, adalet gibi kavramları dahil etmiştir.
Bu ihtiyaçların yeterli seviyede, yeterli süre boyunca karşılanmaması psikolojik rahatsızlıklara neden olabilir. Ancak, bazı durumlarda davranışlarımız ihtiyaçlarımıza ulaşmamızı engelleyebilir. Şemalar ve modlar, dört temel ihtiyacımıza ulaşmamızı engelleyebilir. Ruhsal şikayetlerimizi, sevilmemek, saygı görmemek, güvende hissetmemek ve özgürlüğümüzün kısıtlanması başlıkları altında inceleyebiliriz.
Bir örnekle devam edelim;
Kardeşiniz farklı bir şehirde üniversite okuyor ve mezuniyet töreni var. Tören için çok uygun bir kıyafet aldınız ve bir gün önceden kardeşinizin yanına gittiniz. Tören günü yanınıza aldığınız kıyafeti giyiyorsunuz ve fermuarının bozuk olduğunu fark ediyorsunuz. Tepkiniz ne olurdu?
- Kardeşinizin dolabına bir göz atmak veya hemen en yakın AVM’ye gidip aynı mağaza varsa değişim işlemi yapmak, aynı mağaza yoksa farklı bir kıyafet arayışına çıkmak.
- Yaşanılan hayal kırıklığı ve sıkıntıya kendini bırakmak ve törene katılmamak.
- Kendinize yönelik eleştiriler üretmek ve nasıl böyle bir hata yapacak kadar dikkatsiz olabileceğinizi düşünmek.
- Mağazayı arayarak “Nasıl böyle bir hata yapabilirsiniz? Bu kadar özensiz çalışan birini nasıl işe alabilirsiniz?!” gibi ifadelerle hakkınızı aramak.
Yukarıdaki seçenekler birçok seçenekten birkaçı. Bunları biraz inceleyelim. İlk seçenekte çözüm odaklı bir yaklaşım içeren durum Sağlıklı Yetişkin Modu’nda olduğunuzda yapacağınız şey olurdu. Tabi ki üzüntü ve hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz, ancak bu duygulara teslim olmaktansa şu anda yapabileceğiniz en mantıklı çözümün peşinde gitmek en doğrusu olacaktır.
İkinci seçenek, İncinmiş Çocuk Modu’nun aktifleşmesini göstermektedir. Bu modda çaresizliğe, üzüntüye, hayal kırıklığına teslim olma vardır. Tıpkı, isteği gerçekleşmeyen bir çocuk gibi davranır, boynu bükülür ve pes eder.
Bir diğer seçenekte, kendinize yönelik eleştiriler Ebeveyn modlarının sesidir. Ebeveyn modları, kendinize karşı acımasızca eleştirilerde bulunup acı ve öfke hissinin artmasına neden olan moddur. Bu mod, insanı bir robot gibi kabul eder ve tamamen hatasız olmasını bekler, en ufak hatada faydası olmayan eleştirilerde bulunur.
Son seçenekte, Dürtüsel ve Kızgın Çocuk modu veya Büyüklenmeci modun aktifleşmesini görebiliriz. Hissedilen hayal kırıklığı ile baş edemeyen kişi öfke ile hareket eder ve bunu en ağır şekilde ifade eder. Ayrıca karşı tarafı küçümsemek de büyüklenmeci modun işaretidir.
Örnekte görüldüğü üzere, ihtiyaçlarımızı yeterli bir seviyede, yeterli bir süre boyunca tatmin etmemiz, yetkinliklerimizle uyumlu sorumluluklar almaya hazır duruma gelmemizi sağlar. İhtiyaçlarımızı fark etmememiz ise, uyum bozucu davranışlar sergilememize neden olur ve asıl ihtiyacımıza kavuşamayışımızla sonuçlanır.
Yeterince aldığımız sevgi, saygı, güvende hissetme ve özgürlük ihtiyacı, daha derinde anlam ve yaşama sevinci ve tamamlanma gibi üst ihtiyaçlarımızı hissettirebilir. Karşımıza çıkan sorunları çözerek, kişisel zevk ve ilgilerimizle uğraşarak çevremizle uyum içerisinde bir yaşam sürebiliriz.