Kleptomani: Çalmanın Delilik Hali
Kleptomani sözcüğü eski Yunanca kökenli bir sözcüktür, “Kleptes” yani hırsız sözcüğünden gelmektedir. Kleptomani ise kişinin ihtiyaç duymadığı halde bir şeyler çalma isteğinin kontrol dışına çıkması durumudur. Genellikle bu hastaların tanıları bir suç işleyip yakalandıktan sonra fark edilir. Kleptomani ilk kez bir hastalık olarak tanımlanmış olmakla birlikte 1816 yılında literatüre girmiştir. Kleptomani yaşayan kişi, bir şeyleri gizlice alma konusunda oldukça fazla haz duymaktadır. Hatta bu rahatsızlığı yaşayan kişilere sorulduğunda bunun cinsellikten bile daha fazla haz verdiklerini aktarmışlardır. Kleptomanlar yardım alma konusunda oldukça kaçıngandır, kişilere karşı güvensizlerdir. Bu noktada psikiyatrik ve psikolojik yardım alma konusunda kaçınırlar. Kendilerini bir suçlu gibi hissederler. Bundan dolayı utanç duydukları ve yardım alırlarsa durumun adalete bildirileceği endişesiyle kimliklerini saklamayı tercih ederler. Dünyadaki hırsızlık oranlarına bakıldığında %10’nun kleptomanlar tarafından gerçekleştirildiği bir çalışma ile ortaya konulmuştur.
Kleptomani yaşayan kişilerin hırsızlardan farkı nedir?
Kleptomanların hırsızlardan en büyük farkı, hırsızlığı bir kazanç, intikam almak gibi duygularla yapmamalarıdır. Çalma dürtüleri kontrolleri dışına çıkar. Aniden gelen bir dürtüyle kimseye haber vermeden harekete geçebilirler. Özellikle Bipolar rahatsızlığı yaşayan kişilerin mani dönemlerinde bu davranış sıklıkla görülmektedir. Yapılan bir diğer araştırmaya göre kleptomanlar ekonomik durumu orta düzeyin üstünde ve yüksek kesimde daha fazla görülmektedir. Çalınan eşyaların kişi için hiçbir önemi yoktur, kullanmakla veya satmakla uğraşmazlar ama saklamak isterler, bazen de sevdiklerine ve yakınlarına bunları armağan ederler, bir kısım da çaldıkları eşyaları aldıkları yere götürür bırakır veya teslim eder. Çalma dürtüsü zaman zaman azalır, zaman zaman artar kontrolsüzdür.
Kleptomaniye fizyolojik nedenlerin de sebep olabileceği yapılan çalışmalarda ortaya konulmuştur. Düşük serotonin düzeyi bu rahatsızlığı tetiklemektedir. Dopaminin ödül ve tatmin gibi duygulara karşı güdülenimi arttırdığından kleptomaniye de etki ettiği ortaya konulmuştur. Bir takım madde ve opoid etkiler de bu davranışı arttırdığı ön görülmektedir.
Kleptomani hastalığının belirli bir tedavisi yoktur, ama dürtülerin kontrol altına alınması bu davranışın azalması ve tekrarlanmamasını sağlamaktadır. Kleptomanlar bu davranışlarını fark etmedikleri için çevrelerindeki kişiler bununla ilgili bir durum gözlemledilerse onları tedaviye yönlendirmek gerekecektir. İlaç olarak Naltrekson ve SSRI içeren anti-depresanlar bu tarz atakları azaltmakta etkilidir. Bunun yanı sıra hastanın düzenli bir psikoterapi süreciyle desteklenmesi aile öyküsü veya bu davranışa neden olabilecek diğer rahatsızlıkların takibinin yapılması son derece önemlidir.