Çocukta Anksiyete: Ulaşılamayan Beklentilerin Yükü
Ellerde titreme ve terleme, kalp atışında hızlanma ve aritmi, kulaklarda çınlama ya da uğultu, baş dönmesi gibi fiziksel; algılayamama, konuşmada güçlük, ağlama, sıkıntı, korku ve panik gibi duygusal ve bilişsel belirtilerin ataklar halinde yahut artış-azalış şeklinde dalgalanmalarla yaşadığını gözlemlediğiniz çocuğunu anksiyete ile baş etmeye çalışıyor olabilir. Bu durumu sınav dönemleri, performans ortaya koyması gereken bazı durumlarda yahut daha da yaygınlaşmış haliyle gözlemleyebilirsiniz. “Daha bu yaşında neden böyle şeyler yaşıyor”, “çocuk işte dikkat çekmek için yapıyor” ya da “aman canım iki güne kadar geçer” demek de amansız bir hastalığa kapılmışçasına panik içinde olmak da çocuğunuzun iyileşmesi için doğru tutum olmayacağını hem deneyimlerinizden hem de çevrenizden öğrenmişsinizdir.
Çocuğunuzun bu atakları yaşamasını önleyecek, onu iyileştirecek olan nedir o halde?
Ebeveynlik biraz da kendi içimizdeki ebeveynlerin sahneye içimizdeki çocuğa değil de karşımızdaki çocuğa hitap etmek için çıktığı en görkemli deneyimlerden birisidir. Bir de süresi ve yoğunluğu hesaba katılınca kendi içimizdeki ebeveynlerin birden kendimiz olduğunu bile fark edebiliriz. İşte bu ebeveyn seslerimizin “hiç de kötü bir niyeti olmadan” çocuğumuzdan her şeyin en doğrusunu yapması, en başarılı olması, en uslu çocuk olması, yaramazlığı zaten hiç yapmaması gibi yüklemeler yapması da son derece muhtemeldir. Bunlar gerçekleşmediğinde de parmağını tehditvari bir şekilde sallayan, kaşları havada bahanelere karnı tok bir biçimde karşımızdakini dinlemeyen, sesi birdenbire yükselen bir tavır takınabilir ki eleştirelliği, yargılayıcılığı ile meşhurdur. Siz bu seslerin farkında dahi olmadan çocuğunuzla kurduğunuz ilişkide temel bir yer edinmesinin çocuğunuzda da bazı seslere yol açacağını tahmin etmek gerekir tabi ki. Bu da onun sizdeki eleştirel ebeveyn sesinin karşısında yer alan kusurlu çocuğun sesidir. Ne yapsa olmayan, olsa da tam bir biçimde, eksiksiz mükemmel olmayan, bir türlü yapamayan yani yetersiz olan\olduğunu düşünen çocuğun kendisini ifade etmesinin sesidir.
Şimdi kendi içinizdeki ebeveyn seslerine odaklanın, siz de karşınızdakilere de, çocuğunuza da söylediği, söylemeden duramadığı birçok şey duyacaksınız. Onu dinlerken çocuğunuzun hayatın içinde olmasını, keşfederek, deneyimleyerek büyümesini, kendisini de sizi de diğerlerini de kabul ederek fark etmesini, hayatın yapmak-başarmak, birinci olmaktan çok daha başka renkleri de olduğunu görmesi mümkün mü? Değil ise cevabınız belki de o sesleri değiştirmenin sizin için de onun için de vakti gelmiş demektir.