Corona Günlerinde Sosyal Mesafe ve Engellenmişlik
Corona virüs salgınına önlem alabilmek amacıyla hepimiz sosyal ilişkilerimize, etkileşimlerimize mesafe koyduk. İşimize, arkadaşlarımızla buluşmaya, eğlenmeye, en sevdiğimiz kafeye gitmeye, spor salonlarına koyduğumuz bu mesafede engellenmişlik duygusu, stres ve sıkıntı hepimizin en çok yaşadığı duygulardan. Yemek yapmak ve yemek, uygulamalar üzerinden görüntülü buluşmalar, sohbet gruplarında espriler anlık olarak iyi gelse de hepimiz bu günlerin geçmesini bekliyoruz. Bu yazıda sağlık endişesi, maddi sıkıntılar, gelecek kaygısı gibi birçok rasyonel olması muhtemel sebeplerin su götürmezliği ile birlikte aslında kendiyle baş başa kalmak zorunda olmanın getirdiği engellenme ve sınırlandırılma duygusu üzerinde duracağız. Şimdiye kadar yapıyor olduklarımızın, yapabileceklerimizin, seçtiklerimizin sınırlandırılmış olması bu süreci en zor hale getiren durum. Şema terapi dilinde “dürtüsel çocuk modu” olarak adlandırdığımız “haydi gidelim”, “kalk, bir şeyler yapalım”, “aklıma esti ben bunu deneyeceğim” cümlelerini sıkça kuranlar ya da bu ifadeleri yakinen tanıyanlardan iseniz bu günlerin zorluğunu çoktan deneyimlemeye başlamışsınız demektir.
Dürtüsel çocuk modu; temel olmayan istek ve beklentileriyle ilgili sınır kabul etmeyen, kısa vadede zevk alabileceği şeyleri yapmaktan kendini alıkoyamayan, erteleme ve denetlemede güçlük yaşayan bireylerdir. Bu modu “daldan dala atlayan” ifade şekli, aklına eseni yapmak istemesi, canını sıkan ya da zorlayan yaşantılardan hemen uzaklaşmak\kaçınmak istemesi ile gözlemleyebilirsiniz. Engellenme ile olan ezeli mücadelesi içinde son günlerdeki kendiliğinden engellenmişlik halinde yaşadığı zorluğu tahmin edersiniz. Yoksa o siz misiniz? Ya da en yakın arkadaşlarınızdan birisi mi?
Corona virüse karşı sosyal mesafe
Corona virüse karşı sosyal mesafe koyduğumuz ve sınırların neler olduğunun devlet kademelerince net olarak belirlendiği bu günlerde dürtüsel çocuk modu güçlü olanların içinde bulunduğu durum tıpkı en sevdiği oyuncaklarla dolu güzel bir parka camın arkasından bakmak zorunda bırakılan bir çocuğun içinde bulunduğu durum gibi. Ah şimdi orada olsaydı neler yapardı? Dürtüsel çocuk modumuz bunun cevabını “neden olmasın ki, sanki bana mı bulaşacak yahu!” ile verebilir. Ancak bu onun sizi ayartmak için baktığı iyimserlik aynası ile ilgili, dinlemeyin onu. Ev güvenli alandır. Dürtüsel çocuk modu güçlü olanlar için nasıl olacak bu derseniz?
- Her gün düzenli olarak uygulayacağınız bir rutin belirleyin; sabah 9’ da kalkıp duş almak, kahvaltı yapmak, temizlik yapmak gibi; dürtüsel çocuk modunu bir uğraşın içinde olmaya yönlendirmek ve bir rutin kazandırmak geliştiricidir.
- Şimdiye kadar yapmak istediğiniz, aklınızdan denemenin geçtiği, ki muhakkak aklınızdan yapsam diye geçirdiğiniz birçok uğraş vardır, etkinlikleri tekrar değerlendirin, kendi kendine gitar çalmayı öğrenmek, daha önce deneyip sıkıldığınız kara kalem çalışmasına tekrar şans vermek sandığınızdan daha keyifli olacaktır.
- Evde iken yapılması gerekenlerle ilgili sorumluluk alın; alışverişi yapmak, faturaları düzenlemek gibi sorumluluklar kulağa çok sıkıcı gelse de bunlarla uğraşmak dürtüsel çocuk modunun sorumluluk kazanması ve sürdürmesi için elzemdir.
- Sosyal mesafe sosyal etkileşim için engel değil; arkadaşlarınızla görüşün, uygulamalar üzerinden tabi ki.
Bugünler hepimizi farklı alanlarda farklı şekillerde zorluyor olsa da gelişerek, güçlenerek çıkmak mümkün. Kendinize değer verin, kendinizi koruyun…

