Cesaret, Değişim, Dönüşüm!
“İnsan ne zaman değişim arar? Ne zaman adım atmaya karar verir? Bu süreçte kendini nasıl hisseder?”
Günlük yaşamda belirli duygu-düşünce-davranış zincirlerimiz vardır. Büyük bir kısmının nasıl oluştuğunun farkında değilizdir ve otomatik pilotta bu zincirlerin aktivasyonunu yaşarız. Örneğin; sevilmeme korkusu ve/veya kaybetme korkusu yaşayan biri “ona hayır dersem aramızdaki ilişki zedelenir” şeklinde düşünebilir ve karşı tarafı memnun etme davranışları gösterebilir. Üstelik bu zincir yıllar boyunca böyle devam edebilir. Hatta bu öyle güçlü bir zincirdir ki karşı tarafa hayır dediği, onun beklentisine ters bir şey yaptığı anda müthiş bir korku ve endişe yaşar. Çünkü o bildiği, aşina olduğu zincirin dışında bir davranışta bulunmuştur ve yoğun olumsuz duygu onu çok zorlar. Hatta zaman zaman o kadar zorlar ki kişi bu durumu hemen telafi etmek ister! Özürler diler, hediyeler alır, gönlünü almaya çalışır. Bu durum duygusal olarak kişinin zincire geri döndüğü ana kadar -yani “ilişkimiz güvende” hissini duyduğu ana kadar devam eder. Sonrası ise zaten bildiğimiz yer; tanıdık ve güvenli…
İşte bu hikaye tam da sık sık duyduğumuz, dillere pelesenk olmuş “konfor alanı” hikayesi.
Bu demek oluyor ki korkularımız bizi konfor alanında tutar; bu yüzden de konfor alanının dışına çıktığımız anda geri dönesimiz gelir. Orası bizim için bilinmezdir ve felaketimizin başımıza gelme riskini barındırır. Dolayısıyla oradan uzak durur, kendi yarattığımız “güvenli” küçük çemberimizde hayatımıza devam ederiz. Oysa ki; konfor alanından çıkmanın doğal olarak tedirgin edici ve zorlayıcı olduğunu bilerek “korku alanına” direnebilirsek öğrenir ve büyürüz. Aksi durumda dünyamız hep küçücük konfor alanımızdan ibaret kalır.
Peki, ne olursa insan değişime gider? Eğer ki konfor alanının kişiyi zihnindeki olumsuz bir senaryodan korumak üzere kurulmuş bir düzen olduğunu, dolayısıyla “konfor alanının” aslında bir “kısıtlanma” olduğunu görür ve bunun kişinin hayatından, potansiyelinden, bağımsızlığından neler götürdüğünü fark ederse değişime motivasyonu olur. Buna ek olarak, konfor alanının işlevsel bir yanının kalmadığı ve kişinin hayatından götürdükleri arttığında değişim ateşi fitillenir. Bir başka deyişle, artık konfor alanı o kadar da konforlu olmadığında 😊
Uzm. Klinik Psk. Zeynep Hilal Çelik