Psikiyatrist Uzman Dr. Zengibar Özarslan İle EMDR Tedavisi
Soru: EMDR nedir? Açılımı nedir?
Cevap: Emdr travma odaklı bir psikoterapi yöntemidir. Açılımı ise Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme Terapisidir. Açılımından da anlaşılacağı göz hareketleri ve çift yönlü uyarımlar yardımıyla kişilerin hatırladığında onları rahatsız etmeye devam eden, baş etmekte zorlandıkları ve psikolojik sorunlara yol açan, hayat kalitelerini düşüren olumsuz yaşam olayları ve travmatik anılarını duyarsızlaştırıp yeniden işlemelerini sağlayan bir terapi yöntemidir.
Soru: Sosyal fobi bunlardan biri midir? Sosyal Fobi Nedir?
Cevap: Dilerseniz sosyal fobiyi Emdr’yi de içine alarak bir örnek üzerinden açıklayalım. Bir öğrenci düşünelim. Adı Ahmet olsun. Ahmet ilkokul 3. Sınıfa giden zaman zaman da sınıfta parmak kaldıran söz alan istekli bir öğrenci. Matematik dersinde öğretmen sınıfa bir soru soruyor.
Öğretmen: Çocuklar 4 kere 5 kaç eder? Bu soru tabi ki öğretmen için çok kolay bir soru. Muhtemelen de çocukların bileceğini umut ediyor. Bizim Ahmet durur mu? Sorunun cevabını da bildiğini düşünerek hemen parmağını kaldırıyor. Öğretmen Ahmet’e söz veriyor.
Ahmet : Öğretmenim 22 yapar.
Cevap karşısında Ahmet’in cevabı bilememesine öfkelenen öğretmen: 4 kere 5’in sonucu 5’in katı olan bir sayı olmalı. Nasıl 22 dersin? 22 sayısı 5’e bölünür mü? Ben size böyle mi öğrettim? Neden ezberlemedin hala. Bir de biliyormuş gibi parmak kaldırıyorsun? Diyor.
Bu cevap karşısında Ahmet kendisini sınıftaki herkesin gözü önünde aşağılanmış ve küçük düşmüş hissediyor. Ahmet gün boyu ‘Arkadaşlarım tarafından izlendim’ ‘Rezil oldum’ ‘Bana acıdılar’ ‘Benimle dalga geçecekler’ ‘Tekrar parmak kaldırırsam ya bilemezsem ve yeniden azarlanırsam’ gibi düşünceler içinde boğulmaya başlıyor. Bu düşünceler Ahmet’in zihnini bir süre meşgul ediyor.
Üstüne üstlük bir de beden duyumları eklenmeye başlıyor…
Herhangi biri bir şey sorduğunda Ahmet: ‘Yanlış bir şey söyleyeceğim’ ‘ Saçmalayacağım’ diye düşünüyor ve üzerinde oluşan baskıyla birlikte bedeninde birtakım duyumlar hissetmeye başlıyor. Kalbi hızlı hızlı atıyor, yüzü kızarıyor, sıcak basıyor, elleri terliyor, kollarında uyuşma olabiliyor.
Bedeninde olanlar belki ufak tefek şeyler. Ancak Ahmet bunların herkes tarafından fark edildiğine inanmaya başlıyor. ‘Tüm bunları fark edecekler, iyice rezil olacağım, aptal durumuna düşeceğim’ gibi yoğun bir düşünce, duygu ve bedensel duyum silsilesine maruz kalıyor. Böylece Ahmet inandığı hatalı düşüncelerin doğruluğuna daha da inanır hale geliyor. İşte Ahmet’in yaşadığı bu olayların her biri birer travmatik olay ve Ahmet bu travmatik yaşantıların sonucunda bir şey öğrenmeye başladı. O da şu: ‘Konuşmaz ve söz almazsam bu risklerden kurtulmuş olurum. O halde ben de parmağımı kaldırmayayım. Böylelikle güvende olurum’.
İşte sosyal fobi yaşayan kişi;
Tam da böyle şeyler yaşar ve düşünür. Ahmet için hayat devam edecek. Hayatının ilerleyen yıllarında performans sergileyeceği bir sürü ortamla karşılaşacak. Yani Ahmet’in kaçamayacağı bir sürü sosyal durumlar ve olaylar olacak. Bu birileriyle tanışmak olabilir. Bir iş görüşmesi olabilir. Dolmuşta para uzatmak olabilir. Marketten bir şeyler satın almak olabilir. Örnekte de görüldüğü üzere travmatik yaşantı sonucu hatalı öğrenilen inanç yanlış bir genellemeyle hayatın her alanına yayılabiliyor. Böylece kişi geri çekilmeyi hayatının her alanında yapmaya başlıyor. Çünkü beyin bu ve buna benzer durumlarla karşılaştığında travmanın etkisiyle hareket ettiği ve olayı işleyemediği için sürekli tekrar eder duruma geliyor. İşte sosyal fobiyi ve nasıl geliştiğini en basit haliyle böyle anlatabiliriz.
Eğer bu olay yaşandığında; Öğretmen: ‘Ahmet cevabın doğru değil ama parmak kaldırıyor olman çok güzel seni tebrik ediyorum. Takdir ediyorum. Arkadaşlar hepiniz Ahmet gibi olacaksınız. Çünkü önemli olan cevabınızın doğru ya da yanlış olması değil. Kendinizi ifade edebilmeni’ deseydi. Belki Ahmet bu olayı travmatik bir yaşantı olarak kaydetmek yerine ‘Kendim ifade edebildim. Bu konuda iyiyim’ diye yorumlayabilirdi. Veya arkadaşları bende Ahmet gibi kendimi ifade edebilirim. Yanlış söylesem de öğretmenim beni yine de takdir eder’ diye düşünebilirlerdi. Böyle düşünen çocukların ise kendilerini ifade edebilecek özgüvene sahip olduklarını söylemek çok da yanlış olmaz. Bunun doğal yollarla halledilemediği durumlarda ise EMDR bu gibi hatalı kaydedilmiş rahatsız edici anıların etkisini duyarsızlaştırıp ‘ben yanlış yapabilirim, önemli olan kendimi ifade edebilmem’ gibi yeni yorumlar yapmamızı sağlayan etkili bir terapi yöntemidir.
Soru: Bu duruma gelmiş bir bireyde bunun terapi süreci nasıl oluyor, nelere dikkat ediyorsunuz?
Cevap: Aslında hemen hemen tüm psikoterapi yöntemleri farklı teknikler kullanarak aynı sonuca ulaşmaya çalışıyor. Her biri etkili ve güzel sonuçlar da veriyor. Emdr terapisinin sonuçlarına ve farkına bakacak olursak; Biz EMDR terapi yöntemiyle hem kişinin geçmişinde yaşadığı ve rahatsız etmeye devam eden travmatik anıları, hem bugünün de sorun çıkaran durumları, hem de gelecek endişeleriyle çalışıyor ve çözümlemeye çalışıyoruz. Bu da diğer terapi yöntemlerine göre çok daha hızlı, etkin ve daha kalıcı sonuçlara ulaşmamızı sağlıyor. O yüzden aslında Emdr terapisi bir kişinin psikolojik gelişimi açısından da çok ciddi güzel faydalar sağlayabiliyor.
Soru: EMDR bunların yanı sıra başka hastalık ve rahatsızlıklarda da kullanılarbilir mi ? Örneğin hamilelikle süreci ve lohusalık dönemi için?
Cevap: Gebelik süreci ilk gününden son gününe kadar oldukça sıkıntılı bir süreç. Bu da kadınlarımızın süreç boyunca hem hormonal hem fiziksel hem de psikolojik birtakım sıkıntılar yaşama ihtimalini beraberinde getirebiliyor.
Bazen anne adayları ne kadar özen gösterirse göstersin gebelik sürecinde travmatik bir olaya maruz kalabilir. Eşiyle olan ilişkisinde, iş ilişkilerinde zorluklar yaşayabilir. Veya dışardan kaynaklı stres faktörlerinden bağımsız olarak zaman zaman anne adayları gebelik dönemlerinde kendileriyle ilgili sorgulamalara girip gebeliğin de etkisiyle bu durumu normalden çok daha ağır bir şekilde deneyimleyebilir.
Örneğin: Anne çocuğunun doğumu yaklaştıkça ‘İyi bir anne olamayacağım’ ‘Bu işin üstesinden gelemem’ ‘Ben bu çocuğa bakamam’ gibi yetersizlik duyguları da yaşabilir. Tabi annenin yaşadığı bu kaygı arttıkça çocuğun da etkilenme ihtimali ayrı bir risk faktörüdür. Senaryoyu biraz daha felaketleştirecek olursak gerek yetersizlik, değersizlik duyguları gerekse doğum yapma korkusu gibi baskıların artmasıyla birlikte anne de birtakım bedensel belirtilerin artmasıyla panik atak gibi kaygı problemleri de beraberin de gelebilir.
İşte gebelik sürecinde böyle durumlar karşımıza çıktığında tedavi seçenekleri arasında ilaç tedavisi oldukça riskli bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü uygulanan ilaç tedavisinin bebeğe zarar verebilme ihtimali çok yüksek. Dolayısıyla hem hekimler hem de anne babalar bu riski gündemlerine bile almıyorlar. İşte tam da böyle durumlarda ilaçsız seçeneklerden biri olan EMDR karlı bir seçim haline geliyor. Çünkü annenin ihtiyacı kaygı ve korkularının üstesinden gelerek ‘Ben bu çocuğa bakabilirim’ ‘ Bu doğumun üstesinden gelebilirim’ gibi inançlara sahip olabilmek. Bu da duyarsızlaştırma ve yeniden işleme yöntemiyle yani EMDR’yle oldukça mümkün.
Soru: Panik atakta Emdr tedavisi nasıl uygulanıyor?
Cevap: Panik atak kalp çarpıntısı, terleme, titreme, boğulma hissi, bulantı, baş dönmesi ,kontrolü kaybetme endişesi, ölüm korkusu, uyuşma, gerçek dışılık hissi, sıcak ya da soğuk basmaları gibi endişe ve korku verici fiziksel belirtilerle aniden başlayan 10 dakika içinde şiddeti en yoğun düzeye çıkan ve genelde 10 ile 30 dakika arasında devam ettikten sonra kendiliğinden ortadan kaybolan korku nöbetleri olarak tanımlanabilir.
Her bir panik atak aslında başlı başına bir travmadır. Kişi ilk panik atağını nasıl, nerede, hangi şartlarda ve düzeyde yaşadı. Nasıl baş etmeye çalıştı. Bu ataktan neler öğrendi. Bunların hepsi çalışmada başarı sağlayabilmemiz için önemli detaylardır.
Panik atak sebebiyle bize başvuran kişiler;
Genellikle güvenlikleri tehdit edilmiş bir halde gelirler. Dolayısıyla ihtiyaç duydukları kaynak ise kontrol bende, güvendeyim gibi inançlardır. Çünkü çarpıntı uyuşma, terleme, titreme, göğüste ağrı, nefes darlığı gibi belirtiler yaşayan kişi ‘kontrolümü yitireceğim, öleceğim, çıldıracağım ve güvende değilim gibi düşüncelere inanmaya başlar. Bununla baş etmek için de birtakım yollar aramaya başlar. Bu yöntemler genellikle ‘Evden çıkmamak’ ‘Yanında ilaç taşımak’ ‘Pencere açmak’ gibi kişiye kendini güvende hissettirecek yöntemlerdir. Ancak biz kişinin bunları yapmadan güvende hissedebilmesini istiyoruz.
Bunu sağlamak için de EMDR terapisiyle kişinin geçmişte yaşadığı ve onu hala rahatsız etmeye devam eden, güvende hissettirmeyen anıları ve ataklarını duyarsızlaştırıp yeniden işliyoruz. Böylece kişinin kendisini daha güvende hissedebilmesini, ‘Güvendeyim’ ‘Kontrol bende’ gibi inançlara inanabilmesini sağlıyoruz. Eğer tüm bu yaşadıklarına rağmen güvende olduğuna ve kontrolün kendisinde olduğuna inanmaya başlarsa panik atakla daha iyi mücadele edip üstesinden gelebiliyor. Bunun gerçekleştirilmesini sağlayan etkili yöntemlerden biri de EMDR.
Videoyu izlemek için tıklayınız.