Kendine Çok Feda… Kendiliğine Elveda
“Neye ihtiyacım var?”… Bu aslında basit ve unutulmuş bir sorudur. Hayatın otomatikliği içerisinde kendi için yaşamayı unutmaya başlar insan. Çünkü var olmayı değil var etmeyi amaçlamaya başlar… Benli cümleler senli cümlelere başlar ve yavaş yavaş “senin neye ihtiyacın var” sorusuna dönüşür. Eğer ben için değil sen için yaşamaya başladıysanız bu filmin adı “Kendini Feda Şemasıdır”.
Bu filmin en büyük yapımcısı ebeveyndir. Çünkü ebeveyn çocuğa bu duyguyu empoze edendir. Yetersiz, değersiz, güçsüz ebeveyn çocuğu kendi kurtarıcısı olarak görmekte ve farkında olmadan ona büyük sorumluluklar yüklemektedir. Çocuk bir anda kendini şevkat gösteren, ebeveynin ebeveynliğini yapan bir senaryo içerisinde bulur. Bu durumu çocuğun ileride sahip olduğu partnere karşı sürekli bakım verme isteği, onun kaygı veya istekleri için yaşama, kendini hiçe sayma, onun ihtiyaçlarını karşılayamadığında kendini suçlama gibi durumlarda kendini bulmasına neden olur. Kendi kararları değersizdir, partneri konfor içerisinde tuttukça mutlu olurlar. Mutlu olmayı değil, mutlu etmeyi hedeflerler, almaktan değil vermekten haz duyarlar. Biri için bir şey yaptıkça değer göreceklerini düşünürler.
Bencillik ve fedakarlık ikilemi
Aslında toplumsal yapı da fedakarlık duygusunu besleyen ve kişinin kendini feda etmesini güdüleyen bir yapıdadır. “ne kadar hayırlı bir evlat, anasına babasına bakıyor” gibi bir çok cümle vardır içsesimizde. Kendimizi feda ettikçe daha fazla takdir alacağımızı düşündüğümüz bir motivasyon aşılar biz farkında bile olmadan. Ailesine ebeveynlik yapan çocuk “hayırlı evlat” olarak nitelendirilir. Bu takdiri alabilmek adına ailesi için kendi ihtiyaçlarından vazgeçen bir çocuğun evrimidir bu. Kendi ihtiyaçlarını önceliği olan kişileri, “bencil” olarak etiketlemeyi de sever toplum. Bunu gören çocuk yine kendi ihtiyaçlarını ifade etmekten korkan, vermekten gocunmayan bir davranış mekanizması oluşturmaya başlar.
Yetersizlik duygusu, kendini feda şemasının en büyük sonucudur. İnsanın kendi doğasında yatan daha fazlasını isteme arzusu, kendini feda edan kişi için de daha fazlasını verme zorundalığına dönüşür. “acaba artık mutlu edemiyor muyum?”, “ onun için yaptığımı beğenmedi mi?”, “artık yeterince onun ihtiyacını karşılayamıyor muyum?” gibi yetersizlik düşünceleri zihni meşgul etmeye başlar. Kişi daha fazlasını vermeye çalışırken çok ciddi bir depresif duygu duruma girer ve kendi ihtiyaçlarını görmezden gelerek ihmal etmeye başlar.
Kendini feda etmek bir kahramanlık olarak görülse de bu bazen yorucu ve inciticidir. Kişi fedakar yönünü, özsaygı ve özsevgisini kaybetmeden, ihtiyaçlarını görmezden gelmeden bunu bir harmoni içerisinde yaptığı sürece huzura kavuşacaktır.
Kalk ve kendini şımart, bugün kendini için ne yapmak istersin?…
Uzman Klinik Psikolog Meriç Gürol

