Sahtekar mısın Yoksa Başarılı mı? – İmposter Sendromu
“İmposter” İngilizcede sahtekar anlamına gelmektedir. Bu sendroma yakalanan kişiler, eğitim hayatlarında ve iş hayatlarında başarıyla geldikleri noktaya hileler yaparak ulaştıklarını düşünürler. En büyük korkuları bir gün bu foyanın ortaya çıkacağı düşüncesidir. Kişi kendisinin sahtekar bir benlik yarattığı inancıyla hareket etmektedir. İmposter sendromunun temelinde “yetersizlik” ve “cezalandırılacağım” negatif kognisyonları yatmaktadır.
İmposter sendromu ilk kez 1970’li yıllarda Psikolog Suzanne Immes ve Pauline Rose Clance tarafından tanımlanmıştır. Bu sendrom kişide depresyon, stres, endişe, kaygı yaratır. Bu sendromun OKB hastalarında görülme düzeyi yüksektir. Sendromun ilerleyen zamanlarında kişiler çok başarılı kariyerlerini bir anda bırakabiliyor. Ulaştıkları mevkilerde başarı kazandıkça bunun kendi yeteneklerinden gelmediklerine inanmakla beraber, başarıya paralel daha mutsuzlaşıyorlar. Oscarlı Titanic filminin ünlü oyuncusu Kate Winslet de bu sendroma yakalandığını belirtmiştir. Bir basın açıklamasında çekime gittiği zamanlarda “bunu yapamayacağını, iyi bir oyuncu olmadığını ve herkesi kandırdığını” açıklamıştır.
İmposter sendromu daha çok kimlerde görülür?
Sendrom üzerinde yapılan araştırmalarda bu sendromun kadınlarda çok daha fazla görüldüğü ortaya çıkmıştır. Bunun sebebinin aslında cinsiyetçi toplum yapısı ve ailelerin aşırı baskısı bu sendromun kaynağındaki en büyük etken olarak görülüyor. İmposter sendromlu kadınlar üzerinde yapılan başka bir araştırmada ise kadınların ispatlanmış yeteneklerine rağmen, bu mevkiiyi şansa, zamanın iyi denk gelmesine, gelen yardımlara ve dış etmenlere bağlıyorlar.
Bir başka önemli etmen de sosyal medya üzerinde toplumda çok fazla ilgi uyandıran görselliğin ön planda olması. Özellikle de son dönem kuşaklarda mükemmellik baskısı altında hisseden kadınlar, imajına yatırım yapılmayan başarıları başarı olarak algılayamayabiliyor. Daha imajıyla ön plana çıkan kişileri daha becerikli ve yetkin kişiler olarak tanımlayarak ilerleme konusunda çaresiz hissedebiliyorlar. Bu sendromun sizde de olduğunu düşünüyorsanız:
*Fark Edin: İmposter sendromu çoğu içselleştirdiğimiz benzer problemlerden biri. Kendinize geniş bir açıdan bakarak gözlemlemek ve bu düşünceleri daha olumlu kalıplara dönüştürmekle başlayın. Diğer insanları sizden daha zeki ve yetenekli yapan ne var? Belki de bu zihninizin küçük bir oyunu.
*Psikoloğa Başvurun: Bazen düşünceler taşımak istediğimizden çok daha ağır olabiliyor. Hepimizin bu problemleri bazen daha yetkin biriyle paylaşması ve çözümleri için daha bilimsel yönlendirmeler alması gerekebiliyor.
*Bazen Herkes Yetersiz Hissedebilir, Durumu Kabullenin: Hepimiz her zaman mükemmel olamayız, insan doğasında hata yapmak ve her konuda yeterli olamamak aslında en büyük normallik. Eminim elinizden gelenin fazlasını yapıyorsunuzdur.
*Uzmanlığınızın Farkına Varın: Geldiğiniz mevki kolay elde edilmedi, eminim saatlerce çalışıp çabaladınız, belki geceler boyu yatağınızda çok az zaman geçirdiniz. Nice sorunları çözdüğünüz anları aklınıza getirin.
*Başarılarınızı Sahiplenin: Kazandığınız sertifikalar, alınan karneler, diplomalar sizin aslında başka gözler tarafından olduğunuz konuma ne kadar layık olduğunuzu ve takdiri hakkettiğinizi söylüyor.